22 Ocak 2013 Salı

Soğuk Suda hayatta kalmak

SOĞUK SUDA HAYATTA KALMAK
Soğuk suda hayatta kalmak için yapılacaklar, yapılmaması gerekenler. "Soğuk suda hayatta kalmak" ve dayanabilmek için uygulanması gereken teknikleri bu yzıda bulabilirsiniz:

1912 yılında, ilk seferinde bir buz dağına çarparak balan Titanic Transatlantiği'nin acıklı hikâyesi, soğuk suda kalmanın etkilerine en canlı örnektir. Koruyucu elbiselerin olmaması, yeterli can kurtarma vasıtalarının ve hayatta kalmak için uygulanacak yöntemlerin bilinmemesi yüzünden, kurtarmaya gelen gemiler, Titanic'in batışından sadece I saat 50 dakika sonra kaza yerine ulaştıklarında, 0*C 'deki suda kalan insanlardan hiçbiri hayatta değildi. İlginçtir, can filikalarındaki insanların hemen hemen hepsi yaşıyorlardı.

Vücut ısısı kaybı, derece ilerleyen bir süreçtir ve son araştırmalar göstermiştir ki. 4,4*C 'deki bir suda normal giyinmiş bir kimsenin 1 saatlik bir süreden sonra, hayatta kalma şansı %50 dir. Kişi kendisinin uygulayabileceği basil tekniklerle, bu süreyi 3 saate kadar uzatabilir. Şu gerçeği anlamak önemlidir; insan kendi hayatım soğuk suda devam ettirebilmesi için çaresiz değildir.

Vücudumuz

Vücudumuzun soğuk suya ve havaya karşı nasıl bir reaksiyon gösterdiğini anlamak ve soğuğun zarar verici etkilerini geciktirmesinde vücudumuza yardımcı olacak hususları bilmek, insanın soğuk suyla karşı karşıya kaldığında hayatta kalma mücadelesine yardımcı olacaktır.

Vücudumuz, yiyeceklerin sindirilmesi ve fiziksel hareketler gibi doğal vücut fonksiyonları sonucu, büyük miktarda ısı üretir. Bu sürece metabolizma denir. Vücut merkezinin, ideal sıcaklık olan 37*C de tutulması gerekir. Vücudumuzun her tarafını saran kan damarları, merkezde üretilen ısıyı tüm vücuda dağıtır. Suyun ısı kapasitesi oldukça yüksek olduğundan, organlar arasında, hatta hücreler i-cinde sıcaklık eşitliği kolayca sağlanır.
Tanrı, İnsanları vücut sıcaklığını otomatik olarak 37*C de tutan mükemmel bir sistemle yaratmıştır. Örneğin, çevremizdeki sıcaklık, sıcak bir oda veya günde olduğu gibi yüksek ise, vücut derisine yakın damarlar genişleyerek deri bölgesine daha fazla kan akmasını sağlayacak ve dışarı ısı verecektir. Bu durum.
Bununla beraber, eğer çevremiz serinse, vücut deriye yakın damarları daraltacak ve değerli vücut ısısının hızla kaybolmasını önleyecektir. Onun için, vücuttaki düzenleyici sistem, çevremizdeki sıcaklık değişikliklerine rağmen vücut sıcaklığını sabit tutacaktır. Yalnız, vücut bunu belli sınırlar içinde yapabilir. Örneğin, vücudun merkez sıcaklığım, doğal seviyesi olan merkezde 37*C de tutabilmesi için, soğukla karşı karşıya kalmanın dereceleri vardır. Böyle durumlarda, vücuda yardım için ısı koruyucu tulumlar şeklinde, uygun ve yeterli bir yalıtkan (izolasyon) yapmamız gerekir.

2- Vücut Isısının Kaybı ve İzolasyon

Vücut, üretilen ısıyı dışarıya aşağıdaki şekillerde verir:
İletişim :
Soğuk su veya hava gibi maddelerle doğrudan temas sonucu ısı kaybıdır. İsı vücuttan sıcaklığı vücudumuza göre daha az olan bir maddeye geçer. Bazı maddeler, diğerlerine göre daha iyi iletkendirler. Su ısıyı havadan 25 kat daha hızlı iletir.
Konveksiyon :
Isının hava veya su yoluyla taşınmasıdır. Belirli bir sıcaklıkta esen rüzgar vücuda, durgun bir havaya göre çok daha fazla soğuk gelecektir. Buna 'rüzgar ürpermesi' denir. Benzer olarak, vücudumuzun etrafından akan bir su, aynı sıcaklıktaki durgun suya göre daha fazla üşütür.
Işınım :
Herhangi bir maddeye temas etmeden enerji ışınlarıyla ısı vermektir. Bu durumda vücut bir odayı ısıtan radyatör gibidir.
Buharlaşma :
Buharlaşma veya nemin kuruması, terleme gibi. Bu durumda da vücut üzerinde toplanan terin oluşması için gerekli ısıyı sağlar. Ter buharlaştıkça, kendisiyle birlikte bir miktar ısı da alıp götürür.
Terlemenin, sıcak bir günde soğuma etkisi yaparak yararlı olmasına karşın, soğuk hır günde de insanı değerli ısısından mahrum bırakır.

Hemen hemen dünyanın hiçbir yerinde, insanlar soğuk iklime ve suya karşı elbiselerin yardımı olmadan karşı koyamazlar. Elbiseler kendi başlarına vücudumuzu ısıtmazlar, vücut kendi ısı üretimi sayesinde sıcak tutulur. Vücut, deri ve elbise arasında sıkışmış hava tabakasını ısıtır. İzolasyonu sağlayan bu hava tabakasıdır.
Eğer bu hava tabakası kaybolursa, izolasyon da kaybolur. Bu arada kalan hava tabakası, sirkülasyon veya suyun yer değişmesi sonucunda kaybolabilir. Her iki durumda da değerli sıcak hava yerini terkeder ve deri sıcaklığı düşer. Bu durumda vücudun merkezindeki ısı, deri sıcaklığını sağlamak için kullanılır. Eğer derideki ısı kaybı devam ederse, vücut merkezindeki sıcaklık düşer.

Vücuttaki Isının Oluşması İle Kaybı Arasındaki Denge:

Vücudumuzda ısı, metabolizma verimi olarak devamlı bir şekilde oluştuğu gibi, devamlı olarak da çevreye yayılır. Isı oluşması ile, ısı kaybı tamamen eş ise, ısı dengesi vardır denilebilir. Isı oluşması, ısı kaybından fazla ya da az ise, vücutta toplam ısının miktarı artar veya azalır.

İnsanların vücut sıcaklığı, soğukla karşılaşıldığında 4-5 defa artabilir. Ancak bu ısı üretimi, kişinin suda kaldığı zamanki ısı kaybı ile karşılaştırıldığında, çok küçüktür. 30*C nin altındaki sıcaklığa sahip sularda vücuttan kaybolan ısı, vücudun kendi ısı Üretiminden daha fazladır ve vücut sıcaklığı, aşın ısı kaybına dönüşecektir. Yani vücudun ürettiği ısı ile vücuttan soğuk su ile karşılaşma sonucu kaybolan ısı arasında, vücudun ürettiği ısı aleyhine açık bir dengesizlik doğacaktır.

Hava sıcaklığının, deniz sıcaklığından daha az olduğu yerlerde dahi havadaki ısı kaybı, sudakine oranla daha azdır. Bu nedenle, insanın hayatta kalabilmesi için suyun dışına çıkması ve suyun dışında kalmaya gayret göstermesi gerekir.

Vücut, soğuğun etkisinde kaldığında, çevresine olan ısı kaybını azaltmaya çalışacaktır. Bu durum kan akımını, deri ile Özellikle kol ve bacaklara doğru azaltarak, gerçekleşecektir. Vücudun dış yüzeyine (deriye) yakın kan dolaşım miktarı azaldığı zaman; parmaklar, el, kol ve ayaklardaki bölgesel sıcaklıklar düşecektir.

denizde can güvenliği

Tekneyi terk durumunda, hayatımızı idame ettirmemiz, yardım ulaşana kadar denizde canlı kalabilmemiz eğitim, bilgi ve kişisel faktörlern yanında Can Kurtarma ile ilgili teçhizatların teknemizde bulundurulması ve bunların doğru kullanımı ile mümkündür.
Bu teçhizatların standartları, her tip ve boyuttaki teknede hangi miktarlarda bulundurulması gerektiği SOLAS Sözleşmesi‘nde belirtilmiş olup, amatör özel teknelerde bulundurulması ile ilgili esaslar, Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı Deniz Ulaştırması Genel Müdürlüğü’nün ilgili yönergesiyle düzenlenmiştir.
Can Kurtarma teçhizatları yönergede belirtilen malzemelerle sınırlı değildir. Kendi mal ve can güvenliğimiz için belirtilen teçhizatlara ilaveten diğer güvenlik teçhizatlarını da teknemizde bulundurmakta büyük faydalar vardır.
AMATÖR ÖZEL TEKNELERDE BULUNDURULMASI ZORUNLU OLAN CAN KURTARMA TEÇHİZATI
CAN YELEKLERİ
Can yelekleri, onu giyen kişinin su üstünde kalmasını sağlayacak ve Can Kurtarma araçlarına çıkmasına engel olmayacak şekilde, yüzer bir maddeden yapılmış kurtarma teçhizatlarıdır.
Teknelerde yolcu ve personel sayısının toplamı kadar can yeleği bulundurulmalıdır. Eğer ailemizde veya misafirlerimiz arasında çocuk bulunuyorsa, çocuk adedi kadar ilave can yeleği bulundurulmalıdır. Can yeleklerinin tamamı SOLAS Standartlarına uygun olmalıdır. Yüzme ve keyif amaçlı kullandığımız can yelekleri, doğrudan can kurtarma teçhizatı kabul edilemez. Bu tür can yelekleri standarta uygun bulunduracağımız can yeleklerine ilaveten bulundurulabilir. Ayrıca üzerlerine tekne adı ve bağlama limanının yazılması önerilir.
Teknelerde kabinlerimizin kolay ulaşılabilir yerlerinde muhafaza etmeliyiz. En uygun yer kapaklı fakat kolay açılabilir dolap içleridir. Giysi dolapları olabileceği gibi, can yelekleri için özel yapılmış dolaplar da olabilir.
Kesinlikle zor ulaşılabilir, kilitli dolaplara, yatak altlarına ve malzeme dolaplarının iç kısımlarına yerleştirilmemelidir.
SOLAS Standartlarına uygun bir can yeleğinin özellikleri şunlardır:
  1. Yardımsız 1 dk. içinde giyilebilmelidir.
  2. Baygın bir kişinin ağzını sudan 12 cm. Yukarda tutmalı ve her hangi bir pozisyondan ağzının sudan kurtulduğu pozisyona 5 sn’ye içinde çevirmelidir.
  3. Sıkıca bağlanmış bir düdük ve en az 8 saat yanan 0,75 mum bir ışıkla donatılmış olmalıdır.
  4. Görülebilir bir renkte olmalıdır.
  5. Can yeleği üzerine yapıştırılmış yansıtıcı bantlar olmalıdır.
  6. Bir insanın en az 4.5 metreden atlaması sonucu, üzerinden çıkmadan ve hasarlanmadan, atlayan kişinin yaralanmaksızın suya girmesine müsaade etmelidir.
CAN SİMİTLERİ
Denize adam düştü durumlarında kullanılır. Denize düşen kişiye atılarak, o kişinin kurtarılmasına kadar geçecek süre içinde su üstünde kalmasını sağlar ve üzerindeki işaretler vasıtasıyla kurtarma aracına yerini belli eder.
Bulundurulması zorunlu miktar ilgili yönergede belirtilmiştir. Üzerlerine tekne adı ve bağlama limanının yazılması gerekmektedir. Güvertede kullanılmaya hazır durumda ve yerlerinden kolayca alınabilecek şekilde bulundurulmalıdır.
Işıklı kullanılacak can simidinin feneri can simidine en az 2 m.lik ince bir halatla bağlanmalı ve güvertedeki yerine kesinlikle düğümlenmeden ve halatın üstüne dolanmayacağı bir şekilde monte edilmelidir. Aksi taktirde kullanma sırasında fener doğrulup, serbest yüzer duruma gelemeyecektir. Bu da ışığın yanmaması anlamına gelir. (Fenerin pilleri seyire çıkmadan önce takılmalıdır.)
Can yeleğinin üzerinde kullanılacak şavlonun, 30 m. uzunluğunda yüzer halat olması tavsiye edilir. Bu halatta can yeleğinin yanında kolay fora edilebilir bir durumda bulunmalıdır. Yakın mesafe kurtarmalarında halatın bostaki çıması tekne üzerinde sağlam bir yere bağlanabileceği gibi, can simidini fırlatacak kişinin boşta kalan elinde de olabilir. Halatın bedeni can simidi fırlatılırken kesinlikle rahat akar pozisyonda olmalıdır.
SOLAS Standartlarına uygun bir can simidinin özellikleri şunlardır:
  1. Görünür renkte yüzer bir malzemeden yapılmış olmalıdır.
  2. Dış çapı 80 cm’den büyük, iç çapı 40 cm’den küçük olmalıdır.
  3. Ağırlığı 2,5 kg’dan az olmalı, suda 14,5 kg’lık ağırlıgı 24 saat taşıyabilmelidir.
  4. Dışında 4 eşit parça tutma halatı ve yansıtıcı bantları bulunmalıdır.
İŞARET FİŞEKLERİ
Tehlike anında çevredeki gemi ve teknelere, arama kurtarma yapan deniz veya hava araçlarına işaret vermek, yardım istemek amacıyla kullanılan fişeklerdir.
Bulundurulması zorunlu miktar ilgili yönergede belirtilmiştir. SOLAS Standartlarına uygun fişekler kullanılmalıdır. Piyasada satılan gösteri amaçlı havai fişekler deniz şartlarına uygun değildir. Kullanma talimatları üzerlerinde şekillerle gösterilmektedir. Kullanım sırasında bu talimatına mutlaka uyulmalıdır.
Teknelerde kolay ulaşılabilir ve nemden az etkilenen kuru bir yerde muhafaza edilmelidir. Yakıt ve kolayca tutuşabilir malzemelerden uzak tutulmalıdır. Harita masasının yanındaki dolaplar, işaret fiseklerini muhafaza etmek için en uygun yerlerdir. Kullanım sürelerine dikkat edilmeli, tarihi geçmiş işaret fişekleri mutlaka yenilenmelidir.
1. Paraşütlü İşaret Fişeği
Özellikleri: Düşey durumda ateşlendiğinde en az 300 m yüksekliğe ulaşır, en tepe noktada paraşütlü fişeği bırakır. Fişeğin yanma süresi en az 40 saniyedir. Düşme hızı ise saniyede 5 metreden fazla olamaz. Fişek parlak kırmızı renkte yanar. 30,000 kandil aydınlatma gücündedir.
Kullanımı: Gece ve gündüz vakti kullanılabilir. Kullanılırken rüzgar durumu dikkate alınmalıdır. Rüzgar üstüne doğru, dike yakın bir açıyla ( 80’-85’) atılmalıdır.
2. El Maytapları
Özellikleri: Parlak kırmızı renkte yanar. Yanma süresi en az 1 dakikadır. 10 sn. süresince ıslak ortamda çalışmaya devam eder. 10,000 kandil aydınlatma gücündedir.
Kullanımı: Gece ve gündüz vakti kullanılabilir. Teknenin veya can kurtarma aracının rüzgar altı tarafında yakılmalı ve botun dışına doğru tutulmalıdır. Elden düşürmemeye dikkat edilmelidir.
3. Duman Kandili
Özellikleri: En az 3 dakika görünür bir renkte (genellikle sarı veya turuncu) duman çıkartır. Batmaz, suyun 10 cm altında 10 saniye kalsa bile duman çıkartmaya devam eder.
Kullanımı: Gündüz işareti olarak kullanılır. Ateşlemeyle çalışmaz bu nedenle yakıt kaplı deniz yüzeylerinde bile güvenle kullanılabilir. Kapak altındaki pim çekildikten sonra, rüzgar altından denize bırakılmalıdır. Fişekler kullanılırken işaret vereceğiniz hava veya deniz aracının fişekleri görebilecek mesafede olmasına dikkat ediniz
SİS DÜDÜĞÜ VE DÜDÜK
Sis düdükleri, teknelerde görüşün kısıtlı olduğu zamanlarda (sis, kar, yağmur gibi) kullanılan malzemelerdir. Gazlı, pompalı ve elektrikli çalısan modelleri vardır. İnsan kulağının uzak mesafelerden duyabileceği frakanslarda ses verirler. Denizde çatısmayı önleme esaslarına göre kullanılırlar. Teknelerde kolay ulaşılabilir yerlerde bulundurulmalıdır.
Can kurtarma amaçlı kullanımı: Arama kurtarma yapan su üstü vasıtalarına gece vakti, yakın mesafeden sesli imdat işareti verme amacıyla kullanılırlar.
RADAR REFLEKTÖRLERİ
Pasif olarak radar sinyallerini yansıtan malzemelerdir. Alimnyum levhalardan oluşur, çesitli boyutlarda ve tiplerde olabilirler.
Can kurtarma amaçlı kullanımı: Can kurtarma aracının bölgede Arama Kurtarma görevi yapan vasıtaların radarları tarafından kolayca tesbit edilebilmesi amacıyla kullanılırlar. Teknemizde veya bir can kurtarma vasıtasında yardım bekliyorsak, mutlaka radar reflektörünü uygun bir yere monte etmemiz gerekecektir. Direkli teknelerde, direk başına veya gurcatalardan birine toka edilebilir. Motorlu teknelerde, teknenin en üst noktasına yakın bir yere, can kurtarma vasıtasında ise uygun bir yere gırcalalarla bağlanmalıdır. Köşeleri muhafazalı olmayan radar reflektörlerinin can sallarında kullanılması tavsiye edilmez.
TEHLİKE İŞARETLERİ TABLOSU
Teknede veya can kurtarma vasıtalarında yardım isteme amaçlı kullanılan işaretlerdir. Uluslararası Denizcilik Örgütü tarafından belirlenmiş tehlike işaretlerinin keyfiyeten veya başka bir amaçla kullanılması yasaktır.
CAN SALLARI
Şişirilebilir ve birbirinden bağımsız bölmelerden oluşan ve içinde kazazedelerin uzun süre denizde kalmalarına olanak sağlayacak malzeme bulunan hava tüplü kurtarma araçlarıdır.
Genel özellikleri:
  1. Birbirinden bağımsız bölmelerden oluşur.
  2. Zehirli olmayan bir gazla, genellikle karbondioksit gazı ile şişirilirler. Şişirme işlemi 1 dakika ile 3 dakika arasında tamamlanır. (havanın sıcaklığına bağlı olarak)
  3. Dengeleyici su cepleri vardır. Bu cepler su ile dolduktan sonra can sali kendi dengesini koruyabilecek özelliktedir. Tam kapasite dolu iken can salının 3 knt. süratle çekilebilmesine olanak tanır.
  4. Can salının içinde 12 saat devamlı yanabilecek el ile kontrollü bir ışık bulunur. Teknenin gece terk edilmesi ihtimaline karşı can salı şiştiğinde otomatik olarak yanar.
  5. Can salının üstünde ise en az 2 milden görülebilen başka bir ışık daha yerleştirilmiştir. Işık deniz suyu ile çalışan veya kuru kimyasal pil ile beslenir. Can salı şiştiğinde otomatik olarak yanar.
  6. Tabanı su geçirmezdir ve şişirilebilir bölmelerden oluşmuşlardır. Açılması sırasında taban yastıkları kendiliğinden şişmez. Daha sonra kazazedeler tarafından şişirilebilir.
  7. Can salları bir konteynır içine yerleştirilmiştir. Küçük tekneler için çanta içine yerleştirilmiş modelleri de vardır.
Konteynır üstünde şu bilgiler bulunur:
- Yapımcı firma.
- Seri no.
- Kapasitesi.
- Son bakım tarihi (periyodik bakımının yapılması gerekmektedir)
- Şekillerle gösterilmiş açma talimatı.
- Konteynırın üstüne Tekne adı ve Bağlama limanı yazılmalıdır.


Can Salının Açılma Donanımları:
Tekne üzerindeki can salını gemiye bağlayan iki parça vardır. Bunlar, bağlama kayışları ve parima düzenidir. Can salı denize atılırken bağlama kayışları çözülür.
Parima Düzeni:
Tekne ile can salı arasındaki bağlantı halatıdır. Bir ucu can salında CO2 tüpünün gazı serbest bırakma valfına, diğer ucuda tekne üzerinde emniyetli bir noktaya bağlıdır. Can salı denize atıldıktan sonra parima halatı çekilir ve CO2 silindirinin içindeki gazın hava tüplerini doldurmasıyla birlikte konteynırı patlatarak can salının açılmasını sağlar. Hidrostatik kilit kullanılıyorsa, parima ile can salının birleşme yerinde zayıf bağlantı halatı bulunur.
Hidrostatik Serbest Bırakma Kilitleri
Can sallarının denize atılmasına fırsat bulunamadığı durumlarda bu kilitler, 4-6 metre derinlikte basınçla patlayarak bağlama kayışını keser ve can salının serbest kalmasını sağlar. Parima halatının tekneye bağlı olması gerekmektedir. Tekne batma yüküyle parima halatını çekerek can salınının açılmasını saglar. Daha sonra parima halatı donanım üzerindeki zayıf bağlantı noktasından koparak can salını serbest bırakır.
Şişirilmiş bir Can Salının Donanımları
  1. Çadır (çadırı bulunmayan modeller vardır)
  2. Giriş
  3. Yüzdürücü hava tüpleri
  4. İzolasyonlu taban
  5. Dengeleyici su cepleri
  6. Can halatı
  7. Gaz tüpü
  8. Parima halatı
  9. Çıkıs merdiveni ve rampası
  10. Dış ışık ve pili
  11. Doğrultma halatı
  12. Çadırlı modellerde yağmur suyu toplayıcı, hortum ve tapası.
  13. Fazla basıncı kaçırma valfları
  14. Yansıtıcı bantlar
  15. İç can halatı
  16. İç ısık
  17. Malzeme çantası.
  18. Deniz demiri (donanım üzerinde serbest vaziyettedir)
  19. Taban şişirme valfı
  20. Yedekleme halatı
Can Salının İçinde Bulunması Gereken Malzemeler
1. Uzunluğu 30 m.den az olmayan yüzer bir halata bağlı kurtarma halkası. Can salı çevresindeki denizde bulunan kazazedeleri kurtarmak ve can salına almak amacıyla kullanılır.
2. Parima bağlantı noktasına yakın, muhafazalı bir cep içine konmus, yüzer çakı. Parima halatını kesmek için kullanılır. Can salı içindeki bütün kesme işlemlerinde bu çakı kullanılmalıdır.
3. Yüzer bir çamçak. Can salı içindeki suyu boşaltmak için kullanılır.
4. Sünger.
5. Deniz demiri. Denizde ve rüzgarda hareketsiz kalan teknenin veya Can Kurtarma Aracının, dalgalar borda vermemesi ve sürüklenmemesi için bastan veya kıçtan denize atılan koni şeklindeki branda malzemedir.
6. Yüzer kürekler. Can salını emniyetli sahaya çıkarmak veya sahil yakınsa güvenli kıyıya ulaşmak için kullanılır. Fırtına altında kayalık sahile çıkma tesebbüsünde bulunulmamalıdır. Bu durumda sahilden belirli bir mesafede beklemek en güvenli yoldur.
7. Su geçirmez muhafaza içinde ilk yardım seti. İlk yardımı gerektirecek durumlarda kullanılır.
8. 1 ad. Düdük. Sesli tehlike işareti vermek için kullanılır.
9. İşaret Fişekleri seti. Görünür tehlike işareti vermek için kullanılır.
10. Su geçirmez el feneri (yedek pilleri ve lambası ile birlikte)
11. Görünür tehlike işareti vermek için kullanılır.
12. 1 ad. İşaret aynası. Parlak bir metal ve buna bağlı halkadan oluşur. Gündüz tehlike işareti vermekte kullanılır. Güneş ışınlarının 8-10 mil uzaktaki hedefe ulaşmasını sağlar.
14. Paketler içinde yiyecek ve içecek. Can salı içindeki kazazedelerin enerji ve su ihtiyacını karşılamak için uygun paketler halinde can salına konmuştur. Kişi başına 2500 kcal. Yiyecek ve 1.5 lt. su bulunmaktadır. Tahmini kurtarılma süresine göre paylaşım yapılmalıdır.
15. Isı yalıtımlı battaniye. Özel yalıtımlı battaniyelerdir. İki kişiye bir adet battaniye bulunur.
16. 1 takım balık oltası. Gerektiğinde balık tutmak için kullanılır.
17. Ölçülü su kabı. Can salındaki tatlı suyun ölçülü paylaşımı için kullanılır.
18. Deniz tutmasına karsı hap ve deniz tutma torbası. Kişi basına 6 dozluk hap bulunmaktadır. Denizin çok sakin olduğu durumlar dışında mutlaka kullanılmalıdır.
19. Denizde sağ kalma el kitabı ve yapılması gerekenlerle ilgili talimat. Can sallarının içinde denizde sağ kalma el kitabı ve yapılması gerekenlerle ilgili bir talimat bulunmaktadır. Farklı firmaların farklı ürünleri kullanuldığı için can salı içinde bulunan malzemelerin kullanımıyla ilgili özel uyarılar olabilir, bu nedenle talimatlara kesinlikle uyulmalıdır.
20. Su geçirmez muhafaza içinde can kurtarma işaretleri kartı. Can Salı içindeki can kurtarma işaretlerinin nasıl kullanılacagını gösteren tablodur.
21. Bot yama ve tamir takımı. Hasar gören hava tüplerini onarmak için kullanılır.
22. Körük veya pompa. Taban yastıklarını şişirmek veya gazı kaçan tüplere hava takviyesi yapmak için kullanılır.
23. Tatlı su yapıcı donanımı (opsiyonel). Gerektiğinde tatlı su yapmak için kullanılır.
Can Salının Denize Atılmasında İzlenecek Yöntem
1. Can salının nereden atılması gerektiğine karar ver. Rüzgarın kuvvetli olduğu ve teknenin bordasını rüzgara vererek rüzgar altına sürüklendiği durumlarda, rüzgar üstünü tercih et.
2. Tekne can salının bulundugu yere yakın bir bölgeden terk edilecekse, parima halatının tekneye bağlı olduğunu kontrol et ve bağlama kayışını çöz.
3. Tekne can salının bulunduğu yere uzak bir noktadan terk edilecekse, bağlama kayışlarını ve parima halatını çöz. Can salını tekneyi terk noktasına getir ve parima halatını güvenli bir yere bağla.
4. Can salının atılacagı yerde su üstünü kontrol et ve can salını at.
5. Parimanın boşsunu al ve çekerek can salının açılmasını sağla.
6. Açılan salı, parimasından boşunu alarak tekne üzerine yanaştır ve
Gemiyi terk prosedürünü uygula.
7. Can salı ters açılmıssa, fizik ve moral gücü en yüksek personeli mutlaka can yeleği ile denize atlat ve can salını düzeltmesini sağla.
8. Düzeltilen can salını tekneye yaklaştır ve terk prosedürünü uygula.
EPIRB (Acil Durum Mevki Belirleme Radyo Cihazı):
Bu radyo işaret cihazı, uydu aracılığı ile yer istasyonuna ve bölgedeki Arama Kurtarma merkezine ulaşacak olan imdat sinyalini (121.5 mhz ve 406 mhz.) gönderir.
Teknelerde pushpit üzerinde özel olarak imal edilmisş muhafazaları içinde bulundurulmalıdır. Tekneyi terk etmeden yardım isteme durumunda kaldıysak bulunduğu yerde anteni uygun pozisyona getirip, açma kapama anahtarını“on” durumuna almamız yeterli olacaktır. Can sallarında ise cihaz “on” durumuna alınarak çalıstırılmalı ve denize bırakılmalıdır. Can salındayken, cihazın yüzer ve anteninin dik pozisyonda olduğu sık sık kontrol edilmelidir.
SART
SART, Arama Kurtarma çalısmalarında bulunan deniz ve hava vasıtalarının radarlarında farklı bir görüntü oluşturarak yardım isteyen teknenin yerinin belirlenmesini sağlayan elektronik cihazlardır. Pasif bir yansıtıcı değildir. SART kendisine ulaşan radar sinyalleri ile çalışmaya başlayıp bunları hem daha kuvvetli hem de peşpeşe dizip göndererek radar ekranında noktalardan oluşan bir çizginin görülmesini sağlayan aktif bir yansıtıcıdır. SART cihazı, aygıta bir sinyal ulaşmamışsa “standby” (hazırol) konumunda bekler, bir radar sinyali alması üzerine aktif yayına geçer. Teknelerde EPIRB cihazına benzer yerlerde muhafaza edilir. Kurtarma aracında elle çalıstırılarak sala bağlı bir şekilde denize bırakılmalıdır.
VHF EL TELSİZİ
Tekne terk edildikten sonra, sesli yardım çağrılarına devam edebilmek veya kurulmuş bağlantıların devamını sağlayabilmek için can kurtarma vasıtasına alınması gerekir.
CAN KURTARMA ARAÇLARI – III
AMATÖR ÖZEL TEKNELERDE BULUNDURULABİLECEK CAN KURTARMA AMAÇLI DİGER CİHAZ VE TEÇHİZATLAR
RADYO ALICI VE VERİCİLER
VHF/DSC
Küresel deniz tehlike ve güvenlik haberleşme sistemi içinde A1 sahasında kullanılan “Sayısal Seçmeli Çagrı” cihazıdır. VHF ile kullanımı şu şekildedir,
Vhf telsiz cihazının 70. Kanalına bir DSC (Dijital Seçmeli Çagrı) cihazı irtibatlandırılarak, kullanıcı tekneye bir tanıtma işareti verilir (MMSI no). Herhangi bir emercensi durumla karşılaşıldığında DSC cihazı üzerindeki alarm düğmesine basmakla sistem devreye girer ve 70. Kanaldan (156.525 mhz.) Acil Yardım çağrısı yayınlamaya başlar. Tanıtma işareti nedeniyle bu sinyalle birlikte kimlik bilgileriniz ve eğger sisteme bağlı bir GPS varsa, mevkiniz de kapsama alanı içindeki tüm sahil ve su üstü istasyonlarına iletilir. Tehlike kodları DSC cihazına girilmişsse tehlikenin tipi de yayınlanır.
NAVTEX ALICISI
Direk yazmalı telgraf sistemi (telex) ile teknelerdeki NAVTEX alıcılarına kıyıdakı istasyonlar tarafından gönderilen, seyir uyarılarının, meteorolojik bilgilerin, arama ve kurtarma alarmlarının, buz raporlarının v.b. otomatik olarak alınmasını sağlayan bir cihazdır (Dijital modelleri de üretilmektedir). Radyotelgraf MF bandında kıyı istasyonları tarafından yapılan NAVTEX yayınları 518 khz frekansındadır.
MUHTELİF TEÇHİZAT
Deniz Markalama Boya ve Şeritleri :
Havadan arama kurtarma yapan araçlara kendimizi göstermek, bulunmayı kolaylaştırmak için kullanılan malzemelerdir. Şeritler, yüzen malzemeden yapılmışlardır ve deniz yüzeyinde 10-15 m.uzanırlar. Boya malzemeleri ise kurtarma aracı çevresinde boyalı geniş bir yüzey oluşturarak dikkat çekerler. Bu malzeme, arama yapan hava aracının görebilecegi mesafe içinde kullanılmalıdır.
Halat Atma Aleti :
Kurtarma işlemleri sırasında kurtarma gemisi ve tehlikedeki tekne veya vasıta arasında bağlantı kurmak ve denize adam düştü durumunda denize düşen kişinin yakınına kılavuz halatını ulaştırabilmek amacıyla kullanılır. Normal hava kosullarında halatı 230 m. ulaştırabilir.
Kurtarma Sapanı :
Denize adam düştü durumlarında, denize düşen kişiyi güvenli bir şekilde güverteye almak için kullanılır.
ÖZEL KORUYUCU GİYSİLER
Suya Atlama Giysileri : (Cold Water Immersion Suit )
Soğuk suda kişinin ısı kaybını azaltacak koruyucu giysilerdir. 0 derece su içinde 6 saat boyunca vücut ısısını 35C’ nin üstünde tutar. Paketlenmiş durumdan 2 dakika içersinde yardımcısız giyinilebilecek şekilde imal edilmişlerdir. Kullanıcının 4.5 metreden suya atlayıp, kısa bir mesafe yüzerek, can kurtarma vasıtasına çıkabilmesine imkan verecek özelliktedir.
Isı korumalı tulum : (Dry Type Immersion Suit )
Esas olarak can kurtarma vasıtası içindeki kazazedeleri rüzgar ve deniz tesirinden korumak için imal edilmişlerdir. Su içinde de kullanılabilirler. Su geçirmez özelliktedirler ve vücudun ısı kaybını önleyici malzemeden yapılmışlardır. İnsan yüzü dışında bütün vücudu kapatır. –30 dereceye kadar olan hava sıcaklıklarında koruyucudurlar. Yüzmeye engel olması durumunda kolayca çıkartılabilir. Bu koruyucu giysilerin, okyanus geçisi ve soğuk denizlerde seyir yapacak teknelerde bulundurulması tavsiye edilir.
Deniz üstünde bulunan en modern teknelerin bile herhangi bir emercensi durum nedeniyle batma risk bulunmaktadır. Bu nedenle denize çıkan tüm personelin “denizde sağ kalma” konusunda yeterince eğitimli olması gerekmektedir.
Unutulmamalıdır ki, ancak iyi eğitimli bir personel denizde uzun süre hayatını idame ettirerek, kurtarılana kadar hayatta kalmayı başarabilecektir.
Batmaya Neden Olabilecek Emercensi Türler:
1- Yangın.
2- Çatışma.
3- Karaya oturma
4- Meteorolojik veya teknik nedenlerle su alma
Yukarıda belirtilen emercensi durumlarla karşılaşılmış, teknenin kurtarılması için gereken herşey yapılmış ve tekne kurtarılamamışsa kaptan tarafından verilen emirle tekne terk edilir. “Tekneyi Terk” emri verilmeden asla tekne terk edilmemelidir. Teknede kalınmasının mümkün olduğu hallerde, yaşamın birlikte korunabilmesi için, bütün personelin teknede kalması en uygun hareket olacaktır.
Kazazedeler için Ana Tehlikeler
Bir tekneyi terk etmek zorunda kalan kazazedelerin karşılaştığı tehlikeler şunlardır.
1- Boğulma
2- Donma
3- Susuzluk
4- Batan teknenin oluşturduğu tehlikeler
a) Girdap
b) Tekneden sızan akaryakıt ve bunun oluşturacağı yangın
Tekneyi terk ve denizde sağ kalma prosedürü kazazedenin hayatını tehdit eden bu faktörleri minimize edecek şekilde hazırlanmıştır. Söz konusu prosedürün denize çıkan bütün kişiler tarafından bilinmesi gerekmektedir.
TEKNEYİ TERK
Tekneyi terk emri kaptan tarafından verilir. Bu karar kaptanın sorumluluğu altındadır. Tekneyi terk emri; teknenin kurtarılmasının mümkün olmadığı veya teknenin kurtarılaması için yapılması gereken herşeyin yapılmasına rağmen umudun kalmadığı durumlarda verilir.
Tekneyi terk emrinden önce personel emercensi durum ile mücadele ediyor olacaktır. Bu arada yolcular veya misafirler ise güvenli bir yerde bekletilmeli ve tekneyi terke hazır olmalıdır. Eğer emercensi durum çok hızlı gelişmiş ve ani bir şekilde batma riski oluşmuşsa, kaptan emercensi durumla mücadele etmeden doğrudan tekneyi terk emri verebilir.
Tekneyi Terk Emri Verilmesi Durumunda Başlangıçta Yapılacaklar
1- Soğuktan koruyucu elbiseler giyilir :
Vücudu sıcak tutacak kıyafetler giyilmelidir . Yün kıyafetler tercih sebebidir. Varsa bu giysilerin üzerine yağmurluk, kaban giyilebilir. Giysiler, can salında vücudunun ısı kaybını önleyerek hayatta kalma şansını arttıracaktır. Suyun içinde kalacak personel için de giysiler önemlidir. Suyla ilk temasta soğuk şoku insanı felç edebilir hatta öldürebilir. Giysiler bu şokun etkisini azaltacak, giysi katları arasında kalan hava can yeleği gibi insanın su üstünde kalmasını sağlayacaktır.
2- Bu kıyafetin üzerine can yeleği giyilir.
3- Zaman varsa enerji verici basit gıdalar alınmalı, bir şeyler içilmelidir.
4- Can salına konulacak ilave malzemeler alınır.
Tekne terk edilirken zaman müsaitse can salı içinde bulunmayan aşağıda listesi verilmiş ilave malzeme can salına alınmalıdır.
  1. EPIRB
  2. SART
  3. GPS
  4. VHF el telsizi
  5. El pusulası
  6. Bölge haritası
  7. Dürbün
  8. İşaret fişekleri (can salındakilere ilaveten)
  9. Yiyecek ve içecek (can salındakilere ilaveten)
  10. Radar reflektörü
  11. Tekneyi terk durumu için hazırlanmış su geçirmez bir çanta (panic bag)
    Not: Tekneyi terk sırasında servis botumuz denizdeyse veya denize indirilmesi güvenlik açısından sorun yaratmayacaksa, can salıyla tekne terk edilirken servis botunun da yanımıza alınmasında büyük fayda vardır.
5- Tekneyi terk yerlerine gidilir
Tekneyi Terk Yerlerinde Yapılacaklar
1- Yolcu veya misafirlerin kıyafet ve can yeleklerinin kontrolü.
2- Can salına alınacak ek malzemenin kontrolü.
Tekneyi Terk Sırasında Yapılacaklar
Tekneyi terk etmeden önceki mutlaka “Tehlike Çağrısı” yinelen-melidir. Cevap veren varsa kaza bölgesine tahmini ulaşma zamanı öğrenilmelidir.
1- Can salı atılır, açılır ve tekneyi terk noktasına çekilir.
2- İlave konulması gereken malzemeler yerleştirilir.
3- Can salına ıslanmadan binilir. Tekneyi terk anında mümkünse, can salına hiç ıslanmadan binilmelidir.
4- Denize atlamak gerekirse; can yeleği sıkı bir şekilde bağlanır, atlanacak bölge kontrol edilir, elleri göğüs üzerinde çaprazlayarak, dirsekler ile can yeleği aşağıya doğru bastırılır, gerekirse burun kapatılır ve çivileme denize atlanır. Buradaki amaç can yeleğinin çene ve boyuna zarar vermesini engellemektir. Girdikten sonra can yeleği kayışları gevşetilebilir.
5- Eğer vaktiniz varsa denize atlamadan önce vücudunuzun soğuğa karşı hassas bölgelerine koruyucu krem sürmeniz, sizi soğuğa karşı ekstradan koruyacaktır.
6- Tercih durumu varsa, batmakta olan bir teknenin rüzgar üstü tarafından ve suya en yakın yerden atlanmalıdır.
7- Suya atlanacağı zaman, tekne yanmakta olan akaryakıt ile tamamen çevrilmiş ise; mantar veya köpük gibi malzemeden yapılmış can yeleği kullanıyorsak çıkartılır, şişirilebilen can yeleği kullanıyorsak şişirmeden suya çivileme atlanır.

Mümkün olduğu kadar suyun altından rüzgar üstü yönünde yüzülür, nefes almak için su üstüne çıkarken eller çırpılıp ateş dağıtılır, nefes alınıp tekrar dalınır ve bu şekilde alevlerin olmadığı neta sahaya kadar çıkılır.



8- Tekneyi suya atlayarak terk etmek zorunda kalan kişi, en kısa zamanda can salına çıkmalı, bu mümkün değilse hemen emniyetli mesafeye açılmalıdır. Teknenin bizim için oluşturacağı tehlikelerden korunmak için güvenli uzaklığa kadar yüzülmelidir.
9- Açılan can salının tekne bordasında bulundurulmasının riskli olduğu durumlarda. (yangın gibi…) Can Salı açıldıktan sonra, moral ve fizik gücü yüksek bir personel tarafından güvenli bir bölgeye çıkartılır ve diğer personel gemiyi suya atlarak terk ettikten sonra can salına çıkar.
10. Gemi çevresinde yangın varsa, can salları açılmaz. Moral ve fizik gücü yüksek bir personel tarafından, yangınlı sahada yüzme kurallarına uyularak yangın bölgesinin dışına çıkartılır, sonra açılır. Personel yangın bölgesinin dışına yüzerek çıktıktan sonra can salına biner.
CAN SALINA BİNERKEN YAPILMASI GEREKENLER
1. Şartlar el veriyorsa kuru binilmeye çalışılacaktır. Bu amaçla kullanılabilecek bütün malzemeler kullanılmalıdır.
2. Yakın mesafeden can salına atlanabilir fakat bu sırada ayaklarda ayakkabı olmamalıdır
3. Can salı ters açılmıssa, fizik ve moral gücü yüksek bir personel suya atlayarak rüzgar altından düzeltme halatını çekerek can salını düzeltir. Bundan sonra can salı tekne bordasına yanaştırılır.

4. Can salı tekne bordasına yanaştırılamıyorsa, salı düzelten personel sala çıkar, deniz demirini faal duruma getirerek çevresindeki kazazedeleri kurtarma halkasıyla kurtarmaya başlar

5. Kazazedeler sala çıkarken, fazla enerji harcamamak için merdiveni, varsa kurtarma rampasını kullanmalıdır
6. Can salına binen personel diğer personelin binmesine yardımcı olur.
7. Baygın durumda olan kazazedeler, moral ve fiziki gücü yerinde olan bir personel tarafından yüzerek kurtarılır. Bu işlem sırasında kurtarma halkası kullanılmalıdır.
CAN SALI İÇİNDE YAPILACAKLAR, CAN SALI TEÇHİZATIN KULLANILMASI VE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
1- Parima halatı kesilir. Kürekle emniyetli mesafeye çıkılır. Can salında kendiliğinden açılan deniz demiri kullanılmışsa, önce deniz demiri toplanır, sonra emniyetli alana çıkılır.
2- Emniyetli mesafeye çıkıldıktan sonra sürüklenmemek için tekrar deniz demiri atılır.
3- Can salında düzen sağlanır, can salında yaşam prosedürü uygulanmaya başlanır.
4- Hava tüpleri kontrol edilir, kaçıran valf olup olmadığına bakılır. Yeterince şişmemiş hava tüpü varsa hava takviyesi yapılır.
5- Can salı içindeki su boşaltılır, sal içinde bulunulduğu sürece kuru tutulur.
6- Kazazedeler vücut ısılarını korumak için tedbir alır, ıslak giysilerin suları sıkılıp tekrar giyilir. Giysi ve ayakkabı bağları aşırı sıkılmaz. Kazazedeler bekleme durumunda kurtarma battaniyelerini örtünürler
7- Parmaktaki yüzük gibi metaller çıkartılır, can salında kalındığı sürece takılmaz.
8- Malzeme çantası açılır, malzemeler kontrol edilir. Sudan etkilenmeyecek yerlere yerleştirilir. (tepe ağı, yan cepler gibi…)
9- Yaralılara ilk yardım yapılır
10- Soğuk denizlerde, soğuktan korunmak için taban yastıkları şişirilir. Sıcak bölgelerde, denizin serinletici etkisinden faydalanmak için taban yastıkları şişirilmez.
11- Deniz tutmasına karşı haplar kullanılır.
12- VHF el telsizi ile tehlike çağrılarına yanıt vermiş istasyon varsa bağlantı sürdürülür. Yoksa tehlike mesajı gönderilmeye devam edilir.
14- EPIRB ve SART cihazı varsa, çalıştırılır.

15- Tahmini kurtarılma süresi hesaplanır. Buna uygun yiyecek ve suyun dağıtımı planlanır. İlk 24 saat su içilmez. Günlük su dağıtım miktarı 0.5 lt.dir.
16- İçme suyu elde etmek için gerekenler yapılır.
17- Geceleri fenerlerin yanması sağlanır.
18- Gece nöbeti tahsis edilir.
19- Güneş ve rüzgardan korunmak için kremler kullanılır.
20- Başka can salı varsa toplu halde beklenir.
21- Gereksiz yere enerji harcanmaz.
22- Gerekmedikçe kesici aletler kullanılmaz.
23- Görünür işaretler gereksiz yere kullanılmaz.
24- Morali yüksek tutmak için gerekli tedbirler alınır.
Su ve yiyecek çok dikkatli paylaşılmalıdır. Bir insan susuz olarak 8 – 10 gün yaşayabilir. Yiyeceksiz ise 30 güne kadar yaşayabilir. Günde 2 bardak (0.5 lt.) su yeterli olacaktır. Su azaldığında sadece ağzımızı çalkalamalıyız.

Can sallarındaki gıdalar; düşük protein ile yüksek karbonhidrat içerdiğinden sınırlı bir su ihtiyacı ve uygun bir perhiz rejimi arasında uyum sağlayıcıdır.
SUDA KALINDIĞINDA YAPILACAKLAR
Can kurtarma vasıtalarımızı emercensi durumun oluşturduğu olumsuz şartlar nedeniyle kaybedebilriz veya kullanılamaz hale gelmiş olabilirler. Bu durumda su içinde yardım beklememiz gerekir.
Suda bekleme durumunda yapılması gerekenler şunlardır:
1- Mümkünse su üzerinde yüzer bir cisime tutunulmalı, enerji ve ısı kaybını önlemek için üzerine çıkılmalıdır.
2. Vücut ısısını korumak için su içinde kollar vücuda yapışık, ayaklar birbirine bitişik karına doğru çekilmiş vaziyette beklenilmelidir.

3- Birden fazla kazazede varsa bir araya gelerek beklemelidir.
4- Kesinlikle deniz suyu içilmemelidir. Deniz suyu susuzluğumuzu daha da arttırır ve su kaybına neden olur.
5- Batan tekneden uzaklaşmak veya bir kurtarma aracına ulaşmak dışında kesinlikle yüzülmez.
6- Eğer kıyı yakın değilse hiç bir zaman teknenin battığı bölge dışına çıkmamalısınız. Aranacağınız yer teknenin battığı yerdir.
HER HANGİ BİR DENİZ VASITASINI CAN SALI GİBİ KULLANABİLMEK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
1. Kurtarma için kullanacağımız araca mutlaka can yeleği ile binilmelidir.
2. Vaktin el verdiği ölçüde mümkün olduğunca fazla malzeme alınmalıdır.
Servis Botuna Alınması Gereken Malzemeler
Aşağıdaki malzemeler can kurtarma botlarında bulunması zorunlu malzemelerdir. Biz ahşap veya şişme botumuzu can salı gibi kullanmak zorunda kalırsak bu malzemeleri yanımıza almalıyız.
  1. Varsa EPIRB ve SART cihazı
  2. VHF el telsizi (tehlike çagrılarına veya haberleşmesine devam etmek için)
  3. El pusulası (gerekirse basit mevki koyup, kurtarma aracını yönlendirebilmek için)
  4. Bölge haritası (aynı amaçla)
  5. İşaret fişekleri
  6. El feneri veya ışıldak
  7. Düdük veya ses veren bir alet
  8. İşaret aynası veya benzer bir yansıtıcı
  9. İlk Yardım seti
  10. Radar reflektörü
  11. Deniz demiri veya bu amaçla kullanılabilecek bir malzeme
  12. Birkaç parça halat (gerekirse yedekleme ve kurtarma amaçlı)
  13. Kürek ve ıskarmozlar
  14. Su boşaltmak için kova ve sünger
  15. Yiyecek ve içecek
  16. Gemici çakısı
  17. Pompa (şişme botlar için)
  18. Yama ve tamir takımı (şişme botlar için )
  19. Balık tutmak için malzeme
  20. Battaniye
  21. Out board varsa, çalıştırma mandalı ve yakıt
  22. Varsa el GPS’i
  23. Tekneyi terk durumu için hazırlanmış su geçirmez bir çanta (panic bag)
HELİKOPTER KURTARMA
Can salında veya su içinde helikopterle kurtarılma durumunda kalabiliriz. Can salındaysak ve helikopterle iletişimimiz varsa kazazedelerin fiziki durum ve performanslarına göre kurtarma teçhizatı istenmelidir.
Sağlığı iyi durumda olan kazazedeler için kurtarma sapanı veya sandalyesi, daha kötü durumda fakat tutunabilecek gücü olan kazazedeler için kurtarma ağı veya sepeti, hasta ve yaralılar içinse kurtarma sedyesi istenmelidir. Helikopterle iletişimimiz yoksa gönderdigi kurtarma teçhizatını kullanarak helikoptere ulaşılması gerekir.
Bu durumda yapılması ve dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır :
1. Kurtarma sapanıyla kurtarma yapılacaksa, gönderilen sapanın serbest ucu yakalanır
2. Her iki koltuk altından geçirildikten sonra sabit ucun takılı olduğu halkaya serbest ucun sustalı kancası veya şekili kitlenir.
3. Sapanın vücuda iyi yerlestiği hissedildikten sonra “yukarıya al” işareti verilir.
4. Kurtarma sandalyesiyle kurtarma yapılacaksa, teçhizat suyun içine girdikten sonra, oturaklardan birine düzgün şekilde oturulur ve ortadaki kaideye sıkıca sarıldıktan sonra “yukarıya al” işareti verilir.

5. Kurtarma sepeti veya kurtarma ağı kullanılacaksa, teçhizatın suya girmesi beklenir, içine girilir, sıkıca tutulduktan sonra “yukarı al” işareti verilir.
6. Helikopter kurtarmada kullanılan el işaretleri
7. Bir can salından kurtarılma söz konusu ise helikopterin neden olacağı hava akımı nedeniyle salın devrilmesi önlemek için salın ortasında toplanılması gereklidir. Tüm personel can yeleği giymiş olmalıdır






Kaynak : Y.pazarı

denizcilik terimleri

Abaşo: [Abaşo Gabya yelkeni]
Aborda: Bir teknenin diğerine veya bir iskeleye yanaşması
Abosa: Bosayı tut veya geçici olarak durdur, bosaya vurmak
Abramak: Kontrol altına almak, komutası altında tutmak, üstünden gelmek
Açıkta eylenmek: Bir teknenin sahilden veya iskeleden ya da limandan açıkta beklemesi
Admiralti demiri: Çiposu kollarına dik ve hareketli eski sistem bir demir cinsi
Aganta: Zincir veya halatı kısa bir zaman süresi için elde tutulup bırakılmaması [Aganta iskota, aganta borina borinata]
Ağız kuşağı: Armuz kaplamanın en üst sırası [bindirme kaplamanın da]
Alabanda: Bordanın iç kısmı veya dümenin 35° ye kadar basılması
Alabora: Altüst olma, teknenin ters çevrilmesi
Alama kürek: Hep birlikte kürek çekerken çekmeyi durdurmak için verilen komut
Alamatra: Karadeniz'de imal edilen balıkçı teknesi
Alarga: Açıkta demektir. [Alargada bekle, alarga dur.] [İtalyanca: largo] Alargaya çıkmak, açığa çıkmak.
Alaya sancağı: İşaret sancakları ile donatılmaya, alay sancaklarının çekilmesi denir
Alberaber: Hep birlikte kürek çekmek için verilen komuta
Alesta: Hazır olmak, hazır olarak apikoda beklemek Alesta tramola [Tramola etmeye hazır ol]
Altabaşo: Bir yelkenin alt yakası, alt ve aşağı anlamında da kullanılır
Amora yakası: Dört köşe bir yelkenin alt ve ön tarafındaki yaka[Karula yakası]
Ana güverte: Geminin veya teknenin üzerinde yürünen en üstteki güvertesi
Ana omurga: Postaların bağlandığı, baştan kıça kadar uzanan ağaç / demir kısım
Anele: Hareketli demir halka
Anele bağı: Aneleye yapılan bir çeşit bağ
Apazlama: Kemere istikametinden gelen rüzgar [Yelken seyri]
Apiko: Demirin vira edilişinde deniz dibinden kurtulup dimdik durduğu vaziyet, veya dikkatli olarak beklemek
Ariya: Yelkenin, sancağın veya çubukların aşağıya indirilmesi[Ariya sancak, ariya kürek]
Arma: Sabit donanım [Direk çarmıhları, istralyalar]
Armuz: Güverte ve borda kaplama tahtalarının arasındaki çizgi[Armuz tutmak, armuz kaplama]
Askı mapası: Bir demir kaldırmak için bedenine konmuş olan mapa
Aşırtma praçera yelken: Kavançalı seren yelkeni
Aşoz: Kaplama tahtaları için omurga ve bodoslamalar açılan oyuklar
Avara: Gemi, bot veya teknenin yanaşık olduğu yerden ayrılması[Avara etmek]
Aybocu: Zincirin ırgat çalıştırılarak aşağı alınması, indirilmesi
Ayı bacağı: Yelkenlerin farklı kontralarda açılması [Pupa seyir]
Aynalık: Kıç bodoslama üzerine konan ve dümen iğneciğinin üzerine konduğu tahta levha Ayna kıçlı tekneler
Aynalık tahtası: Bir teknede kıç taraftaki havuzda otururken arkaya dayanmak için konulmuş olan tahta levha

B [değiştir]

Baba: Halat volta etmek için ağaç veya metalden yapılmış silindirik biçimde güverte veya rıhtıma bağlanmış bir eleman
Babafingo: Yelkenli bir teknede eğer direk üç kısımdan ibaret ise; en üstteki parça. [İtalyanca: pappafico][Örnek: okul gemileri]
Badarna etmek: Bir halatın aşınmaması için üstünün halat veya koruyucu bir malzeme ile sarılması
Bakla: Zincirin bir halkası
Balon-usturmaça: Halattan, hasırdan veya sentetik malzemeden yapılmış, içi doldurulmuş veya şişirilmiş bir usturmaça çeşidi
Bandolet, bandra: Milliyeti gösteren sancak
Barbarişka: Tutulmakta olan bir halatın kaymaması için yapılan bir bağ çeşidi
Bastina: Palangalarda kullanılan bir nevi dilli makara[Karnıyarık bastika]
Baston: Ana cıvadranın üzerinde ileriye doğru uzatılmış çubuk
Baş: Bir teknenin ön ve ileri kısmı
Baş bodoslama: Omurganın baş tarafından teknenin başını meydana getirmek için yukarı istikamete doğru konulan ağaç parçası
Baş kasara: Genellikle gemilerdeki baş taraftaki yüksek kısım
Baş omuzluk: Kemere ile baş bodoslama arasındaki yuvarlak kısım
Baş parima: Bir botun baş üzerindeki analeye bağlanmış kısa halatı
Başlı: Baş tarafın kıça nazaran daha batık olması
Baştankara etmek: Tekneyi bir sahile beya kumsala baş taraftan oturtmak veya yanaştırmak
Başüstü: Bir botun baş tarafında oturabilecek ve ayakta durulabilecek platform
Bermuda arma: Uzun bir direk üzerine yelken açmak için düşünülmüş arma tipi[Marconi arma] Bu tip armada yelken sereni yok ancak bumbası vardır.
Bindirme kaplama: Armuz kaplamanın birbiri üzerine konularak yapılma şekli [Bama tiriz]
Bita: Madeni babaların bir tanesine, halat ve zincirlerin volta edilmesi için kullanılan silindirik madeni eleman
Bocurum: Yelkenli teknelerde kıç bodoslama / kıç aynalık üzerinde bulunan direğe çekilen yelken
Borda: Su kesiminden yukarıda kalan kısım
Borda feneri: Sancakta yeşil, iskelede kırmızı olarak yakılan 112,5 açılı fener
Borda iskelesi: Bir tekneye girip çıkmak için inip kalkabilen ve içeriye alabura olabilen bir merdiven tipi [Pasarella]
Bosa/bosa tutmak: Bir halat veya zincirin bedeni üzerine bosa tutarak abramak
Boş almak: Gevşek bir halatı germek için fazlasını çekmek
Boş vermek: Halatı kaçırmak
Branda: Eskiden yelken yapılan bir cins kumaş ya da kumaştan yapılan ve gemicilerin hamak olarak kullandıkları yatak.
Bumba: Yan yelkenlerin alt yakalarını germek için kullanılan bir cins seren.Yük gemilerinde yük aktarmak için ucuna palanga takılan seren
Burgata: Halat ve zincir ebadını ölçmek için kullanılan bir ölçü
Bükün: Halatın veya bir yomanın sağa veya sola doğru kollarının bükülmesi

C [değiştir]

Camadan: Camadan vurmak. Yelken alanının küçültülmesi
Camadan bağı: Bu küçültmeyi yapmada kullanılan bir bağ çeşidi
Camadan kalçeaları: Bu bağı yapmak için yelken üzerinde sıralanmış ve yelkenin her iki yüzünde bulunan bağcıklar.
Cankurtaran simidi: Denize düşenleri kurtarmak için çok hafif ve yüzer maddeden yapılmış, yuvarlak simit biçiminde ve bir salvoya bağlı aygıt.
Ceviz: Halatların ucuna tutabilmek için veya süs olarak yapılan bir cins düğüm şeklindeki işleme
Cıvadra: Teknenin baş tarafında dışarıya doğru eğik olarak uzanan sabit seren, genellikle yelkenli teknelerde flokları açmak için kullanılır.
Cunda: Uç demektir. Direk cundası, seren cundası, bumba cundası. Cunda yakası: yelkenin seren yakalarına gelen uçlarına denir.

Ç [değiştir]

Çalım: Geminin baş ile kıçı arasında inik meyil veya kıç tarafta su kesiminin altındaki dar kesim...
Çamçak: Teknede biriken suyu toplamak için tahtadan yapılmış bir cins kepçe
Çarmık: Direklerin her iki bordasına bağlanabilmesi için gerilmiş tel halatlar.
Çene: Omurga ile bodoslamamın birleştiği köşe
Çıma: Halat, elincesi veya yomaların uç kısmı
Çımariva: Personelin tekne boyunca yan yana selamlama için dizilmesi
Çıpo: Özellikle admiralti demirinde bedenin üst kısmından anelesinin altında geçen kollara dik olarak bağlanmış hareketli veya sabit ağaç veya metal kollar.
Çördek yakası: Seren yakalarının geriye bakan kısımları, üç köşe yelkenlerdeki en üstteki pik yakası
Çubuk: Ana direklerin üzerine konulan ekleme direkler

D [değiştir]

Dabılbatım: Gemilerin karinası yırtıldığında teknenin su almaması için postaların iç tarafına ikinci bir kaplama konur ki, bu iki kaplama arasındaki double-bottom denir. Bu bölüm safra ve yakıt deposu olarak da kullanılır.
Deniz Demiri: denizde ve rüzgarda hareketsiz kalan teknenin dalgalar borda vermemesi için baştan veya kıçtan denize attıkları koni şeklindeki branda torba.
Dakron: Yelken yapımında kullanılan kumaş.
Dese etmek: Halatın veya zincirin iyice gerilmesi
Dingi: Bir çifte kürekle kullanılan patalya
Direk fistanı: Direğin güverteye girdiği veya etrafına çevrilen kuşak
Doblin: Bir halatın iki çıması arasındaki sarkık kısım
Doblin almak: [Vermek, Tutmak] Bir halatın iki çımasının gemide kalmak üzere bordadaki veya sahildeki bir babaya iki, üç kez sarılması
Döküntü: Deniz yüzeyine yakın kayalık kümeler
Döşekli: Altı düz olan tekne
Dirisa etmek: Yön değiştirmek, rüzgarın dirisa etmesi, bumbayı dirisa etmek
Dümen: Gemiyi istenilen yöne çevirmek için saç veya tahtadan yapılmış olup kıç tarafa monte edilen yelpaze şeklindeki bir parça
Dümen başlığı: Yeke evini kuşatmak - kuvvetlendirmek için dümen şaftının etrafına geçirilen maden başlık [=dümen tası]
Dümen bodoslaması: Kıç bodoslama
Dümen boğazı: Dümen yelpazesinden yukarıda kalan kısım
Dümen dolabı: Dümen yekesine bağlı mekanizmasını çevirebilmek için yapılmış olan aygıt.
Dümen donanımı: Dümen yekesi ile dümen dolabı arasında kalan tel halat mekanizma, uskurlu şaft ve kolar ile bunların geçtikleri makaralı sistemin tümüne verilen isim
Dümen yelpazesi: Dümenin esas ana parçası
Dümen zaviyesi: Dümen yelpaze sathının omurga ile yapmış olduğu açı
Dümenci pusulası: Dümen dolabının hemen önüne konulmuş olan mıknatıslı pusula
Dümentası: Yekenin dümene bağlandığı en üst kısım

E [değiştir]

Edonanımı: Mekanik olan ırgat gibi aygıtların el ile çalışabilmesi için yapılmış olan donanım
Eğlenmek: Bir teknenin stop ederek veya çok ağır yol ile gideceği yere varması
El dümeni: Kol gücü ile bir taraftan diğer tarafa basılan dümen
El incesi: Bir tekneden diğerine veya sahile atılan ucunda kurşun bir ağırlığın ceviz ile kaplı olduğu ve sonuçta bir halatın bağlanarak gönderildiği, parekete savlosu gibi incecik bir halat
El iskandili: Elektrikli iskandil olmayan teknelerde,derinlik ölçmek için çımasına 5 kg lık bir kurşun asılmış ve üzerine kulaç taksimatı yapılmış olan savlo

F [değiştir]

Faça etmek: Seren yelkenlerin bir taraftan prasya olduğu halde kapatılması
Façuna etmek: Badarnanın tel veya mürnel ile sıkı sıkıya bağlanmasıdır.
Falaka: İki matafora cundaları arasında bulunup can halatlarının bağlandığı tel halat.
Farş tahtaları: Ağaç bir teknenin sintine üzerindeki aralıklı tahtaları
Filika: Savaş gemilerindeki kürekli veya yelkenli tekneler
Fırdöndü: Zincirin gamba almaması için aralara konan bir eksene bağlı olarak dönen iki yarım bakladan oluşan kilit
Firengi: Güvertedeki suyun denize akıtılabilmesi için yalı kütükleri üzerinden bordaya açılan oluklu delikler
Flador: Çarmıhların gerilmesi için kullanılan sistem
Flama: Üç köşeli sancak
Flasa: Halatı meydana getiren incecik ipler
Flok: Baş taraf çekilen üç köşe yelken
Fora etmek: Bir yere bağlanmış olan halatın oradan çıkartılması [Sivil denizcilikte: MOLA]
Frişka: Bütün yelkenleri camadan vurmaksızın kullanılabilecek derecedeki sert rüzgar
Fundo (funda): Demirlemek için verilen komut

G [değiştir]

Gaga: Demirin iki ucundaki tırnakların en uç kısmı
Gamba alamak: Halatın veya zincirin kendi etrafında dönmesi veya burulması
Genova: Flok yerine çekilen çok daha büyük flok
Gerdel: Gemi ve teknelerde kullanılan tahta kova
Giz: Kıç direkteki kısa seren
Gomina mil: uzunluğun 1/10 = 185 metre
Gönder: İnce düz ve uzunca olarak çekilmiş çubuklar. [Sancak gönderi, filika kanca gönderi, cıvadra gönderi]
Göz demiri: Bir gemide kullanılan ana demirler
Gradin yakası: Bir yelkenin yan kenarları
Grandi direği: Birden fazla direkli gemilerdeki en yüksek direk
Gulet: Brig'ten küçük iki direkli hafif armalı pruvası kabasorta armalı, praçılaya benzer uskuna
Gurcata: Bir direk üzerinde çanaklık kurmak için mauna kolları üzerine omurgaya aykırı olarak yerleştirilen kollar. Yelken teknelerinde direkten inen istrelyaları açmak için kullanılan kollar.
Güverte: Gemilerde ve teknelerde baştan kıça kadar döşenmiş tahta veya madeni platform döşeme
Güverte kaplaması: Güvertenin kaplanması için kullanılan malzeme
Güverte hattı: Güvertenin bordadaki izdüşümü
Gırcala: Flasalanmış halatların çımasına piyan bağı atarken kullanılan ince iplik

H [değiştir]

Halat: Bitkisel sentetik veya çelikten yapılmış ve bükümlenerek çeşitli kollarda birbirlerine sarılmış, bükülmeye ve çekmeye uygun urgan
Halat bosa: Demir atıldıktan sonra demirin ağırlığını ırgat üzerinden almak için çımaları güvertedeki mapalar bağlı diğer uçlarında ceviz bulunan kısa halatlar.
Hamla: Kürek çekilirken küreğin bir periyot içindeki mesafesi [Hamle]
Hamlacı: Kürekli teknelerde serdümene en yakın kürekçi
Havuzluk: Yelkenli veya kürekli bir teknede kıç tarafta topluca oturulacak yer.
Hırça mapası: Zincirin zincirlikteki çımasının omurgaya bağlandığı kilit
Hisa etmek: Bir şeyi yukarı kaldırmak. [Hisa sancak, hisa kürek]

I [değiştir]

Irgat: Demir almada, halatları dolayıp gemiyi yanaştırmada veya karaya çekmede kullanılan, hidrolik, elektrikli, istimli veya insan kuvvetiyle çalıştırılan yatay veya dikey mekanizma [Yatay ve manivela kuvvetiyle çalıştırılanlar = bocurgat]
Iskaça: Direk ve cıvadraların alt başların alt başlarındaki topukların yerine oturması için açılmış olan yuva
Iskanca: Değiştirmek [nöbet, vardiya, kürek]
Iskarmoz: Kürekli teknelerde küreğin bağlanması veya oturması için ay veya çelik şeklindeki lumbar ıskarmoz denilen aygıtlar
Iskota: Yelkenlerin iskota yakalarını kullanmak, yelkeni rüzgar ile doldurmak için halat - palanga donanımı
Iskota yakası: Kabasorta yelkenlerde alt yakalar; randa, pik veya floklarda alt geri köşe

İ [değiştir]

İç omurga: Postaları [bir ahşap teknede] omurgaya daha sıkı bağlamak için baştan kıça kadar uzanan ikinci bir omurga
İğnecik: Dümenin kıç bodoslamaya bağlanabilmesi için, erkek ve dişi olarak konmuş olan menteşe
İskandil: Denizin derinliğini ölçmek
İskandil: Kurşunu İskandil salvolarının bağlandığı ağır kurşun - ağırlık
İskandil salvosu: İskandil kurşunlarının bağlandığı işaretli salvo
İskarça: Bir liman veya koy içindeki kalabalık tekne gurubu, karışık olarak demirlemiş olan tekneler topluluğu
İskele: Teknenin sol yarısı veya gemiye girip çıkmak için kullanılan sürme veya inip kalkan merdiven
İskele tavası: İskelelerin alt ve üstünde girip çıkmada ilk basılan platform
İspavlo: Katrasız kendirden yapılmış iki kollu sicim [kırnap]
İstinga: Yelkenleri toplamak için kullanılan selviçe [Hareketli donanım]
İstinga etmek: Yelkenleri toplamak
İstralya: Direk ve çubukların cundalarında baş ve kıça doğru inen sabit arma, veya teknelerin postalarını baştan kıça kadar birbirlerine bağlayan kuşak
İşkampavya: Harp gemilerinde personel taşımakta kullanılan motorlu büyük filika

K [değiştir]

Kabasorta arma: Serenleri direklere dik ve kemere istikametinde olan dört köşe yelkenli arma
Kalastra: Kuntra güvertelerin üzerine alınan filikaların oturtuldukları ağaç veya metal kürsü
Kaloma: Demir üzerinde bulunan teknelerin denizde bulunan zincir mesafesi. Boşluk ve rahatlık, tolerans, ölçülü
Kaloma etmek: Zincir gerektiğinde daha fazla salmak, [Kaloma vermek]
Kana rakamları: Gemilerin çektikleri su derinliğini göstermek için baş ve kıç dikmeler hizasına sancak ve iskele taraflara desimetre veya feet cinsinden çizilmiş rakamlar. [Romen ve italik]
Kandilisa: Yelkenleri yukarı kaldırmak için kullanılan halat.Trinket ve maestra serenlerinin kandilisası : ıstriseGabya serenlerin kandilisasına : MantiFlok ve randa yan yelkenlerin kandilisasına: Çördek /Mandar denir.
Kapele muşamba: Pusla, dümen dolabı, kaporta, vinç gibi kısımların yağmur ve güneşten korunması için yelken brandasından yapılmış kılıfların geçirilmesi için verilen emir.
Kaplama: Postaların üzerine boyuna kaplanan saç veya tahtalar.
Kaporta: Gemi veya tekne içindeki kapılara ve güverteden aşağı iniş ve çıkış merdivenlerinin üzerindeki kapalı yerlere denir.
Karanfil: Pruva ve grandi direği cundaları arasındaki tel halat
Karavele kaplama: İçi kutrani dışı armuz kaplama olan bir kaplama şekli.
Karina: Bir teknenin su altında kalan ıslak kısmı (dış kısmı).
Karula yakası: Bir yan yelkenin direğe yakın alt yakası (köşesi).
Kasa: Halatların çımalarına açılmayacak şekilde yuvarlak şekilde yapılan ve dikişle emniyete alınan yuvarlak büyük halkalar.
Kasara: Teknelerin baş orta ve kıç kısımlarında güverteden daha yüksek olan güvertelere veya kısımlara denir.
Kastanyola: Demir zinciri akarken durdurabilmek için ırgat etrafına konan demir veya çelik şerit çember (bir çeşit fren balatası).
Kavanca: Herhangi bir şeyi bir taraftan diğer tarafa geçirmek veya aşırmak ya da bir yerden diğer bir yere aktarmak.
Kemere: Güvertenin döşenebilmesi için posta uçlarını birleştiren enine (omurgaya dik) konan kısımlardır. (yarım olanına ÖKSÜZ KEMERE denir).
Kerte: Bir dairenin 32'de biridir. (11 derece 15 dakika).
Kerteriz: Herhangi bir maddenin bir tekneden olan yönünü mıknatıslı veya cayro pusla ile tayin etmek veya ölçmek.
Kerye: ıki haltı birleştirmek için veya halatın çımasına geçici kasa yapmak için [sadece madeni halatta] kullanılan cıvatalı mengene
Kıble: Güney
Kıç: Teknenin geri tarafı
Kıç bodoslama: Omurgadan kıç taraf kaldırılan dik kısım [Ağaç veya maden]
Kıç gönderi: Kıç tarafta sancak çekilmesi için dikilmiş olan gönder.
Kilit: 12,5/15 kulaç zincir uzunluğu veya iki kilit zinciri birbirine bağlayan bir tarafı değirmi diğer tarafı harbili bir cins zincir baklası.
Kinistin valfı: Gerektiğinde bir tekneye denizden su almak için su kesiminden aşağıya konmuş ve gerektiğinde uzaktan açılıp kapatılabilecek valf.
Koç boynuzu: Baş ve kıç omuzluklar ile mataforaların üzerinde bulunan ve halat volta etmek için kullanılan boynuz şeklinde iki kulaklı madenler.
Kol: Flasaların bir tarafa bükülmesi sonucu halatta elde edilen elemanlar. Flasa gibi bütün halat boyundadırlar.
Koltuk: Bir teknenin aborda olduğu yere sıkılması için baş ve kıç omuzluklardan verdiği halat.
Kontra mizana direği: Mizana direğinin gerisindeki direk
Kontra omurga: Ana omurganın aşınmaması için altına konan şerit halindeki parça.
Kontra tavlon güverte: Eski harp gemilerine ait bir güverte katı
Kontrata mizana direği: Kontra mizanadan sonraki kıç direk
Körkapak: Lumbuzları içerden kapayan demir kapak
Kuntra: ıskota yakasına bağlanan iki inceden birisi iskota olarak kullanıldığında diğeri kuntra olur. Kontra kontr kelimesinden gelme olup, karşı-zıt-yedek anlamında kullanılır.Kuntra omurga, bodoslama-grandi-güverte gibi Kuntra flok-kuntra mizana ve benzeri.
Kurt ağazı: ıçinde halat geçmesi için güverte üzerinde baş ve kıç omuzluklarına monte edilen demir yastıklar.
Kutrani kaplama: Ahşap diagonal (çapraz) kaplama
Küpeşte: Güverte üstündeki borda kaplaması.
Kürek lumbarı: Askeri filikalarda iskarmoz yerine küreklerin oturtuldukları oyuk yerler (küpeştede takazlık tahtasında)

L [değiştir]

Laçka: Boşver, boşalt, boşalmış gevşemiş anlamında.
Lale halatı: Dümenlerin denizli havalarda düşüp kaybolmaması için dümen yelpazesinden geçip teknenin kıçına bağlanan bir ince savlo.
Larmo: Flokların açıldığı istralya. (Bazen flok larmosu da denilir).
Lava etmek: Boş al ve ger anlamında bir emir. (Boşunu al)
Lavra deliği: Bir teknenin içindeki suyu askıya alıp boşaltmak için açılmış delik. (Genellikle kıç tarafta havuzluğun altındaki kruzlu yerde).
Lif: Nebati halatın yapıldığı malzemenin en ince parçası
Liga camadan: Yelkeni küçült, camadana vur demektir.
Limbo: Bir şeyin bir taraftan diğer tarfa aktarılması. (Marmara etmek sadece sıvı içindir.)
Livar: Balıkçı teknesinde balıkların taze kalması için alt tarafı denizle ilgili tahta havuz.
Loça: Demir zincirinin akması için açılmış deliklere geçirilmiş madeni oluk.
Lokma: Zincirin baklalarının ortasına takviye için konmuş parça.
Lumbara ağızı: Gemilere girip çıkılan bordada açılan dört köşe kapak.
Lumbuz: Gemideki pencerelere verilen isim.

M [değiştir]

Mandar: Yelkenli teknelerde, yelkeni ve/veya yelkenleri direğe basmaya yarayan basit makaralı sistemlerdir.
Manika: Bir teknenin alt kısımlarına güverteden aşağıya doğru havalandırma için konulan geniş boru.
Mapa: Sabit halka
Martin demiri: Çipo ve kolları aynı düzeyde ve kolları da beden etrafında dönebilen bir sistemdeki demirdir.
Mastalya: Tahta leğen.
Mastori postası: Bir teknedeki en geniş posta.
Matafora: Teknelerde veya sahilde filika veya botların asılabilmesi için uçlarında palanga bulunan aygıt.
Matafyon: Yelken ve tentelerin delik açıldığında yırtılmaması için delik etrafının takviye edildiği alüminyum veya halat yassı halka.
Mayna etmek: Aşağı indirmek (ağır ağır).
Meme: Demir kollarının demir bedenine birleştiği noktanın alt kısmı.
Mezestre: Yarıya kadar indirmek.
Mil (deniz mili): Denizdeki uzunluk ölçüsü.Ekvatorda 1 derece = 60 deniz miline denk gelir. (1 deniz mili = 6080 feet = 1852 mt )
Mizana direği: 3 direkli bir yelkenli gemide en kıçtaki direktir.
Mevcet: Hamak sarılan incelere denir.

N [değiştir]

Neta: Muntazam, düzgün, tertipli veya emniyetli anlamına gelir.

O [değiştir]

Omurga: Bir teknenin postalarının üzerine oturtulup bağlandığı ve baştan kıça kadar devam ettiği ağaç/madeni parçalardır. Genellikle küçük teknelerde yekpare olur.
Omuzluk: Teknenin baş ve kıç tarafındaki 45 derecelik açı civarındaki istikamet.
Orsa: Yelkenleri elden geldiği kadar rüzgarın estiği tarafa yaklaştırarak seyretmek. (Orsasına seyir)
Orsa yakası: Bir yelkenin direk tarafındaki veya rüzgar üstü tarafındaki yakasıdır.
Orsa alabanda eğlenmek: Rüzgarı bordaya alarak, yelkenleri birbirinin aksine alıp tekneyi yolundan alıkoyup vakit geçirmektir.
Orsa alabanda tramola: Teknenin başını rüzgara alıp bir kuntradan diğer kuntraya geçmektir.
Orsa halinde: Bir teknenin mümkün olduğu kadar rüzgarın estiği cihete yakın seyredişi.
Orsa pupa çemberi: Bumbanın cundasına yakın ve iki tarafında da mapa bulunan madeni çember.
Orsada kazanmak: Bir teknenin orsa seyrinde az düşme yapıp istediği tarafa gidişte kazanması.
Orsaya kaçmak: Bir yelkenli teknenin devamlı olarak baş tutamayıp rüzgar üstüne kaçmasıdır.

Ö [değiştir]

Öksüz kemere: Kemerenin ortadan kesilmiş olarak yanda kalan kısımları.

P [değiştir]

Palamar: Gemilerin rıhtıma veya iskeleye bağlanmasında halattan daha kalın yomalara verilen isim.
Palanga: Bir halat ve anaz iki makaradan oluşan kaldırma mekanizması
Palavra güverte: Eskiden harp gemilerinde topların bulunduğu güverte
Parakete: geminin hizini olcmek icin kullanilan alet (gd).
Pasarella: Tekneye iniş ve biniş için kullanılan ahşap veya metal mekanizma.
Patalya: 1-3 çifteye kadar kürekli ahşap teknelere harp gemilerinde verilen isim.
Patrisa: Çubukların bağlanması için cundalarından aşağı ve geriye doğru inen ve tekneye bağlanan sabit arma
Pik: Giz veya serenlerin üzerine açılmış üç köşe yelken.
Pik yakası: Bir yan yelkeninin üst ve köşedeki yakasıdır.
Piyan: Bir halatın çımasının açılıp dağılmaması için çımasına ıspavlo veya gırcala ile yapılan bir çeşit düğüm şekli.
Portuç: Alet edevat veya boya gibi sair şeylerin saklanması için kullanılan dolap veya kamara gibi yerler.
Posta: Üzerine kaplama tahtalarının [veya saçların] tespit edildiği ağaç veya maden eğriler [kaburga]
Pruva: Bir teknenin ön tarafından ileri istikameti.
Pruva direği: Birden çok direkli teknede baş taraftaki ilk direk.
Puntel: Güvertenin kuvvetlendirilmesi için alttan dikine konan destek veya güverte üzerindeki vardevelaların tutmak için güverteye dik olarak konulan demir çubuklar.
Pupa palangası: Ana yelkenin üst yakasını germeye yani üst yakasındaki toru azaltmaya yarayan ve bumba yüksekliğini ayarlayan direk ile bumba arasındaki palanga sistemidir.
Pusla: Rota istikametlerini gösteren, kerteriz alıp mevki konmasına yardım eden mıknatıslı veya cayro devvaresi ile çalışan seyir aletidir.
Pusla kartı: Pusla ibrelerinin üzerine oturtulmuş derece veya kerte taksimatı bulunan daire şeklinde bir karttır.
Pusla mihveri ekseni: Pusla kartının merkezinin oturduğu ucu sivri bir iğnedir.
Pusla tası: Mıknatıslı pusulalarda pirinç veya bakırdan yapılmış (manyetik etkisi olmaması için) yarım küre biçiminde içi boş bir tastır.
Puta: Koymak, donatmak (puta kürek).

R [değiştir]

Radansa: Halatların çımalarında kasa yapmakta kullanılan madeni halka biçimindeki malzeme
Randa yelkeni: Yelkenli bir teknede en geriye açılan yan yelkeni.
Roda: Kullanılmamış, açılmamış nebati halat sargısı.
Rota: Geminin üzerinde gittiği çizgi.
Ruba etmek: Yelkenle rüzgarı başa alarak tekneyi geriletmek
Rüşvet güverte: Yolcu gemilerinde filikaların üzerine oturtulduğu kalastraların bulunduğu güverte.
Rüzgar altı: Rüzgarın estiği yönün aksi.
Rüzgar yakası: Bir yelkende rüzgarın estiği taraftaki yaka.
Rüzgarüstü: Rüzgarın estiği yön.

S [değiştir]

Safra: Bir teknede denge sağlanması için sintinesine konan ağırlık.
Sağanak: Rüzgarın eserken birdenbire şiddetli esmesi.
Salma: Bir teknenin rüzgara veya akıntıya bağlı olarak dönmesi
Salma omurga: Yelkenli bir teknede içerden indirilip kaldırılan madeni veya ağaç levha.
Salpa: Demirin deniz dibinden kurtulması, ağırlığını zincire binmesi.
Sancak: Bayrak veya teknenin sağ yarısı, sağ tarafı
Sancak alabanda: Dümenin sancak tarafa doğru en çok basılabilmesi için verilen emir.
Sancak gönderi: Kıç tarafa güverteden sancak çekmek için dikilmiş gönder.
Saravele: Yelkenin sarılması için verilen komuta denir.
Savlo: Sancak çekmek için kullanılan 1,5 burgatalık ince halat
Selviçev: Yelkenli bir gemi armasındaki hareketli halatlar.
Seren: Direkler üzerinde yelken açmak için ve işaret çekmek için yatay olarak bağlanmış gönder.
Seren yakası: Yelkenlerin derene bağlı üst kısımları. (matafyon yakası).
Sığ su: Denizin (genellikle sahil kısmına yakın) herhangi bir kısmında teknelerin seyretmelerine uygun olmayacak şekilde az su bulunan pek derin olmayan yerlere denir.
Silyon feneri: Gece ve karanlıkta gemilerin seyir halindeyken pruva ve grandi direkleri cundalarında yaktıkları ufkun 20 kertelik bir sahasından berrak havada en az 5 milden görülebilen ve pruvadaki grandiye nazaran daha aşağıda olan fenerlerdir. (Beyaz renklidirler).
Sintine: Bir teknenin su altında kalan ıslak kısmının iç tarafıdır.
Sis işareti: Siste seyir halindeki gemilerin birbirlerine durumlarını belirtmek üzere düdükle verdikleri işaret.
Sis kampanası: Demirde veya şamandırada yatan gemilerin siste mevkilerini belirtmek için çaldıkları kampana
Siy: A Kürek çekerken tekneyi geriye itmek için verilen komut.
Soğra (sokra): Armuz kaplamada, kısa gelen kaplama tahtalarının uçlarının birleştiği yerdeki çizgi.
Suga etmek: Vira edip sıkıştırmak. (Suga kastanyola, suga cıvata vb).
Su hattı: Teknenin gövdesinde ıslak yüzeyle kuru yüzeyi arasında meydana gelen çizgi.
Sübye armalı: Direklerinde seren yelkenleri olmayıp sadece yan yelkenleri bulunan tekneler.
Sülyen: Yeni konan ya da raspa edildikten sonra temizlenmiş olan çelik veya demir saçlar üzerine koruyucu bir astar olarak sürülen genellikle kırmızı renkteki boya
Sürme omurga: Salma omurga da denilebilir. [Ana omurga bedenine açılan bir yarıktan aşağı yukarı hareket ettirilebilen tahta veya madeni levha şeklindeki omurga olup yelkenli teknelerde yelkenle seyir anında devrilmemek veya rüzgar altına düşmemek için kullanılır].

Ş [değiştir]

Şapka: Direklerin üst uçlarına geçirilmiş yuvarlak tabla
Şeytan çarmıhı: İki halat arasına ağaç basamaklarla yapılan bordadan sarkıtılan merdiven.

T [değiştir]

Talvek hattı: Boğazlarda ortadan geçtiği varsayılan hat
Tarak gemisi: Limanları ve geçitleri derinleştirmek için kepçeli olarak yapılmış özel gemi
Tava: Borda iskelelerinin altında ve üstünde durulacak yer [İskele tavası]
Tavlon güverte: Çok güverteli gemilerin üsten itibaren aşağıya doğru beşinci güvertesi.Eski harp gemilerine ait bir güverte katı
Tayfa: Ticaret gemilerindeki gemiciler
Tente: Güverteyi yağmur ve güneşten korumak için güverte üzerine açılan branda veya başka bir malzememden yapılmış örtü
Tente omurgası: Tentenin orta kısmına ve altına konulan ağaç
Tersane: Gemi yapılan fabrika, tezgah veya sanayi merkezi
Tirenti: Bir halatın çekilen çıması
Tırnak: Demirin kollarının ucundaki tırnak şeklindeki kısım
Toka etmek: Bir şeyi yerine kadar kaldırmak [Sancak toka etmek, işaret toka]
Tornistan: Geri gitmek
Tramola: Yelkenle seyirde rüzgarın bir kontradan diğer kontraya önce pruvanın geçmesi ile yapılan dönüş.

U [değiştir]

Uçkurluk: Bir sancağın direk veya rüzgar üstü tarafındaki yakasındaki takviye edilmesi için geçirilen beyaz renkli şerit. Bu taraftaki yakaya uçkurluk yakası ve içinden geçirilen ve iki ucunda da kanca bulunan salvoya da uçkurluk salvosu denir.
Uskuna: Pruva direği kabasorta armalı, grandi direği sübye armalı iki direkli yelkenli tekne veya gemi.
Usturmaça: Bir birinin üzerine veya rıhtıma yanaşan teknelerin bordalarının göçmemesi veya boyalarının bozulmaması için araya koydukları ağaç,i lastik, plastik veya halatlardan yapılmış olan, balon, silindir biçimindeki yastık.

V [değiştir]

Varagele: İki nokta arasında gerilmiş olan kuvvetlice bir halat üzerinde hareket eden bir makaraya bağlı sepet veya iskemle donanımlı insan ve eşya taşımak için kullanılan donanım.
Vardavela: Teknelerin küpeştelerinde ve borda iskelelerinde personelin korunması için dikilmiş bulunan sabit veya yatar kalkar puntellerin üzerine yatay olarak geçirilmiş demir veya ağaç tiriz.
Vardavela punteli: Küpeştelere konmuş olan ağaç veya demir sabit veya yatıp kalkan punteller.
Varil: Mancana büyüklüğündeki madeni fıçı
Veledibarka: Fırtınalı havalarda pruva ana istrelyası üzerine açılan flok.
Veleistralye yelkeni: Pruva direğinden sonra gelen direk üzerine açılan yan yelkenin sereni
Velena: Direkler arasındaki istrelyalar üzerine açılan üçgen şeklindeki yelkenler.
Vento: Bumbaları ve mataforaları bir taraftan diğer tarafa dirisa edebilmek ve sabit tutabilmek için cundalarından alınan halatlar. Bu halatlar gerekirse palangalara da bağlanır.
Vinç: Gemiye yük alıp vermede kullanılan, ambar ağızlarına yakın olarak konmuş hidrolik - elektrik veya istimle açılan makineler.
Vira: Vidayı, cıvatayı, ırgat veya vinci çevirmek sarma yönünde verilen komut.
Viya: Gemiyi veya tekneyi istenilen rotaya döndükten sonra, istenilen yöne seyredilmesi için verilen komut.
Volta: Bir halatın babaya veya biteye bir kez dolaştırmak
Volta almak: Halatın veya demir zincirinin birbirine dolaşması.

Y [değiştir]

Yaka: Yelkenlerin köşelerine ve yakalarına denir.
Yakamoz: Su içinde ışık biriktirebilen tekhücrelilerin total yansıma halinde ışıldaması
Yalpa: Teknenin sancaktan iskeleye, iskeleden sancağa dalgaların bordadan alınması ile sallanması
Yalpa omurgası: Teknelerin yalpalamasını azaltmak için karina kısmına baştan kıça doğru uzunan omurga biçimindeki çıkıntı.
Yan yelkenler: Yarım serenler ve gizler üzerine açılan yelkenler ile flok ve valenalar
Yarımoturak: Kürek çekerken ayak dayanılan ağaç puntal [yatay]
Yaslamak: Bir teknenin hareket kabiliyetini kaybederek, akıntı veya rüzgar etkisi ile bir rıhtıma veya başka bir tekne üzerine düşmesi
Yeke: Dümen başına takılıp dümenin istenilen tarafa basılması için kullanılan demir veya ağaçtan yapılmış kol.
Yelpaze: Dümenin su içindeki en geniş kısmı
Yoma: Genellikle kalın halatlara denir.
Yürya: Bir palanganın tirentisini veya bir halatın elle çekerken üzerine yatarka mola vermeksizin çekmek.

Z [değiştir]

Zincir manikası: Zincirlik ile üst güverte arasında zincirin arasından geçtiği madeni boru.
Zincirlik: Teknelerin baş tarafında başaltında demir zincirlerinin muhafaza edildiği yer.
Zırh güverte: Eski zırhlı harp gemilerinde mermilerin delip geçmemesi için konan çelik güverte